Diyarbakır’da bu yıl ikincisi düzenlenen Zerzevan Gökyüzü Gözlem Etkinliğinde uzaya merakı ve konuşmasıyla gençlere ilham kaynağı olan 55 yaşındaki Kadriye Diken, "Diyorum ki çalışın, çalışın. Bir üniversite ile kalmayın; ikinciyi, üçüncüyü okuyun" dedi.
Diyarbakır'da bu yıl ikincisi düzenlenen Zerzevan Gökyüzü Gözlem Etkinliği'ne 7'den 70'e herkes yoğun ilgi gösterdi. İlgi gösterenler arasında Diyarbakır'da yaşayan, 6 çocuk, 6 torun sahibi 55 yaşındaki Kadriye Diken de vardı. Diken'in uzay merakı ve konuşması adeta gençlere ufuk açacak nitelikteydi. Kadriye Diken'in bu konuşması ve merakını Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sosyal medya hesabından paylaştı. Evini İHA muhabiri Rıdvan Kılıç'a açan Kadriye Diken, tarihe, bilime ve gençlere dair heyecanlı fikirlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Zerzevan'dan sonra aklım, fikrim daha da değişti”
Merakının küçüklükten başladığını söyleyen Kadriye Diken, damda yattıklarını ve yıldızları seyrettiğini aktardı. Diken, “Bu niye büyük, bu niye küçük, bu niye ışık, bu niye sönük. Bu niye böyle, şöyle derken Ay'a bakıyordum. Niye çamur atmışlar diye bakarken bir bakıyordum sabah olmuş. Nasıl uyuduğumu fark etmiyordum. Zerzevan'da da böyle olunca gitmek istedim. Benim kız öğretmen, başvurdu. Dedim, beni de götür. Götürdüler beni. İnerken bana dediler, ‘Sen neye gelmişsin. Yaşlısın, niye gelmişsin.' Dedim, yıldızları seyretmeye gelmişim. Yıldızlara bakacağım dedim. Ondan sonra gittim ve gerçekten süper bir şey. Yıldızlara baktım, pırlanta yıldızı öğrendim, ölü yıldızı öğrendim. Herkesin oralara gidip böyle şeyler öğrenmesini istiyorum. Zerzevan'dan sonra aklım, fikrim daha da değişti” dedi.
“Orada boş durmadım, keçi gibi gidip taşlara baktım”
İlkokul ikinci sınıfa kadar okuduğunu ifade eden Diken, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tam hatırlamıyorum. Babam vefat edince okumadım. İbrahim Hakkı Hazretleri, astronomi ile uğraşmış. Hep onu merak ediyordum. Diyor ki, ben öyle bir şey yapacağım ki mezarımın gölgesi hocamın mezarının gölgesine düşmesin. Onu da çok merak ediyordum. Bir kere de çok üzüldüm ve çok da kıskandım. Yalan olmasın, ya Rusya, ya da İsrail. Gelmişler demişler o aletleri bize satın. Biz o aletleri inceleyelim. Onlar öyle deyince üzüldüm. Niye onlar yapıyor da biz yapamıyoruz? Ta nereden gelmişler bizim ataları eserlerini inceleyecekler biz niye yapmıyoruz. Çocuklarımı okuturdum. Onlara diyordum ki yeter ki çalışın. Suyunuzu getiririm, kahvenizi, çayınızı getiririm. Çok sevindim orada olmasına. İki kere sevindim. Biri gökyüzüne baktığımız için, bir kere de tarih. Orada durmadım. Keçi gibi gidip taşlara baktım, oralara baktım, burada ne yapmışlar. Bir yere gittim zannedersem orada ayin yapıyorlardı. Yukarıda bir asker, ‘Teyze git yerine otur' dedi. Ama orada bayağı bir alan vardı. Dedim niye burada yapmamışlar, niye bu ortadaki tepede yapmışlar. Hatta dedim ki, orada yapmışlar ki ne taraftan düşman gelirse oraya hakim olsunlar. Onu da orada gördüm. Bir de su kanalı var. Orayı da merak ettim. Gittim baktım. Oradaki sağlıkçılar ‘Teyze ne yapacaksın, boş ver' dedi. Hayır dedim, merak ediyorum. Bunu niye kazmışlar. Orada boş durmadım.”
“Benim şişem artık dolmuş, su almıyor. Çocuklarımın yarım olmuş, torunlarımın daha boş”
Tarihe çok meraklı olduğunu belirten Diken, “Geriye gitmeyelim ama arkamızı da unutmayalım. Öne gidelim, geriye gitmek fayda vermez. Cumhurbaşkanı'nın damadı, İHA, SİHA yaptı. Selçuk Bayraktar ne kadar gurur verici bir şey yaptı. Demek ki, yapsak, yapabiliriz. Hiçbir şey zor değil. Bu zamanda imkanlar çok. Çocuklar, şimdi üç tane şişe düşünelim. Bir ben, bir evladım, bir de torunlarım. Benim şişem artık dolmuş, su almıyor. Çocuklarımın yarım olmuş. Torunlarımın daha boş. Her şeyi doldurabilirler. Van'a gitmek istiyorum. Ailece, torunlarımla beraber Bakan'dan davet bekliyorum. Diyorum ki çalışın, çalışın. Bir üniversite ile kalmayın. 2'yi,3'ü okuyun. Gidin, gidebildiğiniz kadar. Kızım öğretmen ama ben onun öğretmeniyim. Diyorum ki, kimin ne olduğunu bilmezsin. Tam hakkıyla ders ver. Öğretmen, doktor, mühendis, profesör, her şey çıkacak. Ha, ben maaş alıyorum, oturayım yapma. İstiyorum ki bir anne çocuklarını, bir nene torunlarını ve bir öğretmen öğrencilerini alıp gelsin” şeklinde konuştu.
İlgili Galeriler