ENERJİ HUKUKU NEDİR?
Enerji kaynaklarının tüketimi, üretimi, kullanımı ve çıkarılması faaliyetlerinin kurallara bağlanması gereğinin sonucu olarak yeni bir hukuk dalı olan Enerji Hukuku ortaya çıkmıştır. Enerji hukuku, yenilenebilir ve yenilenemez enerjinin kullanılması ve vergilendirmesini düzenleyen hukuk dalıdır. Enerji hukuku genel olarak elektrik, doğal gaz, petrol, LPG piyasaları ve yenilenebilir enerji kaynakları olan güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, dalga enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerji, biyokütle enerjisi alanlarında faaliyet göstermektedir. Enerji piyasası alanı sürekli değişen bir alandır. Enerji piyasası alanında, vergi uyuşmazlıkları, uluslararası uyuşmazlıklar, idari uyuşmazlıklar, ceza davaları, tüketici hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, tedarik sorunları, bayilik ilişkilerinden kaynaklanan sorunlar, rekabet uyuşmazlıkları en çok karşılaşılan uyuşmazlıklardır.
Sürekli değişim halinde olan dünyadaki gelişmeler çerçevesinde güncellenen enerji hukuku, enerji kaynaklarına ilişkin sektör kanunlarının yanı sıra Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Ceza Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Rekabetin Korunması Hakkında ki Kanun, yönetmelik, tebliğ ve ilgili kurum kararları gibi birçok alanlardaki düzenlemelerden faydalanmakta ve desteklenmektedir. Enerji hukuku birçok mevzuatta düzenlenmiş olmakla birlikte, enerji hukukuna yönelik özel düzenlemeler de mevcuttur. Bunlardan biri 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’dur. Bu Kanunun amacı; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasıdır.
Dolayısıyla enerji hukuku alanında ki uyuşmazlıklar hem özel hukuku hem de kamu hukukunu ilgilendirmektedir. Bunların yanında enerji hukuku ekonomi, politika, coğrafya, çevre ve mühendislik gibi alanlarla da doğrudan ilintilidir. Enerji dediğimiz sektör ve işletmeler genel olarak devlet müdahalesiyle yürütülmektedir. Global dünya genelinde enerji talep ve tüketimdeki artış, gelişmelere paralel olarak ülkemizde de özel sektörün bu hizmeti verdiğini görmekteyiz. Bu durum enerji piyasasında ki rekabeti arttırmaktadır. Nitekim enerji sektörü niteliği gereği kamu hizmeti olması sebebiyle devlet bu hizmeti veren işletmeler üzerinde denetim mekanizmasını sürdürmeye devam etmektedir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun kabulü ile elektrik hizmetlerinin özel kişilere gördürülmesi lisans usulü benimsenmiştir. Elektrik piyasası, doğal gaz piyasası, petrol piyasası, LPG piyasası alanlarında lisans alınması zorunludur. Bu piyasaların denetim mercii olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yetkili kılınmıştır. Söz konusu piyasalarda ortaya çıkabilecek lisans usulüne ilişkin uyuşmazlıklar da taraflar idari yargıda dava açabileceklerdir. Öte yandan enerji sektöründe ilgili piyasalarda faaliyet gösteren kişilere mevzuata aykırı hareket etmeleri durumunda idari para cezaları ve yaptırımlar EPDK tarafından uygulanmaktadır. Kurumun uyguladığı idari cezalar ve yaptırımlar da idare hukuku rejimine tabidir. Diğer bir husus, enerjinin kaçak ve usulsüz kullanılması durumunda da bir taraftan idari yaptırımlar uygulanırken, adli yargıda da ceza yargılaması yapılmaktadır. Yine abonelik sözleşmelerinde, bir taraf enerji sağlayan iken, diğer taraf abonedir. Abonelik sözleşmeleri, tüketici sözleşmesi niteliğindedir. Bu sözleşmelere sadece tüketiciler taraf olmamakta, tacirlerde taraf olmaktadırlar. Tacirlerin taraf olduğu abonelik sözleşmeleri, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiğinden ticari dava niteliğindedir. Arabuluculuk yönünden bakıldığında da, tüketicinin taraf olduğu tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklar ve tacirin taraf olduğu abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan ve konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri söz konusu olduğunda arabuluculuğa başvuru zorunlu olacaktır.
Enerji hukuku alanındaki uyuşmazlıkların yargılama yapılarak çözümünün yanı sıra alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına da başvuru imkanı bulunmaktadır. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları konusunda uluslararası çalışmalar ve düzenlemelerin sonucunda hukukumuzda da mevzuat düzenlemeleri ve uygulamalar yapılmaktadır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı olarak düzenlenmiştir. Arabuluculuk yöntemine ilişkin olarak hukukumuzda yapılan yasal düzenlemeler gereği ticari uyuşmazlıklar yönünden arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun getirilmesi ile enerji hukuku alanında arabuluculuğun uygulanabilirliği sağlanmıştır. Sürekli değişen bir alan olan enerji hukukunda ortaya çıkan uyuşmazlıklarda mahkemeden ziyade arabuluculuk yoluna başvurulması, uyuşmazlıkların mahkeme sürecinden çok daha hızlı bir şekilde çözümünü ve mahkeme süreci sonunda bir tarafın verilen karardan memnun olmayacağı göz önünde bulundurulursa her iki tarafında tatmin olmasını sağlayacak bir yoldur. Dolayısıyla enerji hukuku alanında tarafların serbestçe üzerinde tasarrufta bulunabilecekleri alanların genişlemesi, birçok enerji hukuku uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenebileceğini göstermektedir.
Enerji sektörü piyasasında faaliyet göstereceklerin, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi özel hukuk tüzel kişileri olduğu görülmektedir. Elektrik ve doğal gaz piyasasında faaliyet gösteren özel hukuk tüzel kişilerinin ise anonim ya da limited şirket olması öngörülmüştür. Enerji piyasasında faaliyet gösteren kişiler arasındaki hukuki ilişkiler özel hukuk hükümlerine tabidir. Aynı zamanda enerji sektöründe yer alan şirketlerin en fazla karşılaştıkları sorunlardan birisi de rekabet uyuşmazlığıdır. Rekabet uyuşmazlıklarında da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ya da tazminat talepleri olması halinde zorunlu arabuluculuk usulü uygulanacaktır. Dolayısıyla enerji sektöründe ki gelişmelerin sonucu olarak enerji piyasasında ki sorunların çözümünde enerji hukukundan faydalanılmaktadır.
Ülkemiz, gerek enerji kaynakları ve gerekse bu alanda birikimi olan insan gücü açısından son derece zengin bir ülkedir. Enerji hukuku Türkiye’de çok yeni bir hukuk dalı olmasına rağmen, hareketli alt yapısı ile beraber hukukun üstünlüğünü benimsemiş ve uygulayan; “demokratik, laik bir hukuk devleti” olarak Türkiye’de diğer pek çok sorun gibi, enerji sektöründeki sorunları da çözüme kavuşturulabilecektir.
Av.Sibel Dağdelen
İlgili Galeriler