Küresel ölçekte navlun fiyatlarındaki artışlar ve konteyner bulamama sorunları nedeniyle yakın lokasyonların ön plana çıktığı süreçte, Türkiye’nin üretim gücünü ve coğrafi konumunu birleştirerek yaş meyve sebze ihracatında Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında ciddi avantajlar yakaladığını belirten Başkan Nejdat Sin, “2021 yılında ülkemizin yaş meyve sebze ihracatı geçen yıla göre yüzde 13 artışla 3 milyar 82 milyon dolara ulaştı. Toplam 5 milyon 26 bin ton ürüne uluslararası pazarlarda değer kazandıran sektörümüzü, bereketli toprakları ve zengin tarımsal ürün çeşitliliğine sahip Çukurova illerimiz sırtladı. En fazla yaş meyve sebze ihraç eden illerimizin başında 673,3 milyon dolar değer ile Mersin yer aldı. Hatay, 482,2 milyon dolar değer ile üçüncü ve Adana 126,4 milyon dolar değer ile yedinci sırada geldi. Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında en önemli ürün grubunu oluşturan narenciyede de 2021 yılındaki toplam 934,8 milyon dolarlık dış satımın yüzde 68’ini AKİB olarak biz gerçekleştirdik.” diye konuştu.
‘Yeni dünya düzeninde tarladan sofraya izlenebilirlik öne çıkıyor’
Dünya genelinde son iki yıldır insanlığın en önemli sorunu haline gelen Covid-19 pandemisinin tüm ülkeler için gıda üretimini daha stratejik hale getirdiğini, tarım ve gıda sektöründe elde edilen ürünlerin sağlıklı, güvenilir, izlenebilir, verimli ve sürdürülebilir kılınmasının temel hedef olduğunu belirten Başkan Sin, “Salgın sonrasında kurgulanan yeni dünya düzeninde küresel arenada rekabet üstünlüğü elde etmenin yolu güvenli, kaliteli, sürdürülebilir, çevre dostu ve yenilikçi ürünlerden geçiyor. Yakın gelecekteki satın almalarda tarladan sofraya gelinceye kadar yetiştirilen meyve ve sebzenin, diğer tarımsal ürünlerin izlenebilirliğinin ve tüm sürecin şeffaf bir şekilde ortaya konulması zorunlu hale gelecek. Ortaya çıkan bu konjonktürde üretim kanadında atılacak dönüşüm adımlarıyla birlikte lojistik altyapısının da eş zamanlı güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda bitki zararlılarıyla mücadelede zirai ilaç kullanımını büyük ölçüde azaltacak metotları, eylem planlarını ve bilinçlendirme faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütmemiz gerekiyor. Ayrıca navlun maliyetlerinin katlanarak arttığı süreçte, Avrupa başta olmak üzere hedef pazarlarımızdan Çin, Türki Cumhuriyetler ve Güney Asya pazarlarına daha uygun maliyetlerle ve hızlı şekilde yaş meyve sebze ihraç etmek için demir yolunu daha etkin kullanabilmeliyiz. Bunun için de iklimlendirilmiş terminallerin bir an önce kurulması gerekmektedir.” diye konuştu.
‘En çok ihraç ettiğimiz ürün mandarin, en fazla ihracat yaptığımız ülke Rusya’
2021 yılındaki Türkiye geneli sektör ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Başkan Sin, “Geçen yıl en çok ihraç ettiğimiz ürünler, mandarin, domates ve limon oldu. Mandarinde yüzde 4 artışla 453,6 milyon dolarlık, domateste yüzde 16 artışla 363,2 milyon dolarlık, limonda yüzde 7 artışla 293,3 milyon dolarlık ihracat değerlerine ulaştık. Bu dönemde ihracat hacminde en fazla artışları patates, çilek, elma, kestane ve kabakta elde ettik” dedi.
Türk yaş meyve sebze sektörünün ihraç pazarlarının yüzde 48’ini Bağımsız Devletler Topluluğu, yüzde 31’ini Avrupa Birliği ve yüzde 12’sini Orta Doğu ülkelerinin oluşturduğunu kaydeden Başkan Sin, şunları söyledi: “2021 yılında en fazla yaş meyve sebze ihraç ettiğimiz ülke yüzde 7 artış ve 1,01 milyar dolar değer ile Rusya Federasyonu oldu. Sektör ihracatımızın yüzde 33’sini oluşturan Rusya’nın ardından yüzde 15 artış ve 287,8 milyon dolar değer ile Almanya ikinci, yüzde 14 artış ve 234,7 milyon dolar değer ile Irak üçüncü sırada yer aldı. Söz konusu yılda ihracat performansında en yüksek artışları Hindistan, Libya, Suriye, Beyaz Rusya pazarlarında yakaladık.”