“63 YAŞINDA YENİDEN DOĞDUM”
Tek bir ameliyatla tümörlerden tamamen kurtulmanın çok büyük rahatlama sağladığını söyleyen Adnan Enver, “Yaklaşık yedi saat süren operasyon sonrasında 63 yaşımda yeniden doğdum diyebilirim. Ayağa kalktım ve kendimi çok iyi hissediyorum. Bu süreçte yanınızda sizi destekleyen, araştıran bilgi veren birileri olunca işler daha da kolaylaşıyor. Ben her anlamda oğlumun çok büyük desteğini gördüm” ifadelerini kullandı.
“ŞİKÂYET OLMAMASINA RAĞMEN EVRE DÖRT TÜMÖRLE KARŞILAŞTIK”
Adnan Enver’in tedavisi sürecini gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, şu bilgileri verdi: “Adnan Bey, geldiğinde hiçbir şikâyetinin olmadığını söylemesine karşın yaptığımız incelemelerde kalın bağırsağında karaciğere metastaz yapmış tümör tespit ettik. Tümörü kemoterapi ile kontrol altına aldıktan sonra 3 kişilik bir ekiple 7 saatte ameliyatını gerçekleştirdik. Kalınbağırsağın son kısmında yerleşmiş olan ana tümörün yanı sıra kalınbağırsak ve karaciğerdeki 8 tümörü tek ameliyatta çıkardık.”
Genellikle kalın bağırsak tümörlerinin karaciğere yayıldığı durumlarda birden fazla ameliyat gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, “Yeterli bir ekip ve tecrübeyle ameliyatı aynı anda yapmak mümkün” dedi.
“İLERİ EVRE KALIN BAĞIRSAK KANSERLERİ HASTALARININ DA UZUN DÖNEM YAŞAMA ŞANSI VAR”
Dördüncü evre kalın bağırsak tümörlerinde artık uzun dönem yaşama şansının mümkün olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kayaalp, konuyla ilgili şunları anlattı: “Bugün hem kemoterapi hem de cerrahi anlamda yaşanan gelişmelerle birlikte kombine tedavi sayesinde tedavi iyileşme başarısında önemli katkı sağladı. Bu sayede hastalarımızın uzun dönem yaşam şansı kat kat arttı ki bundan 15 yıl önce böyle bir şansımız yoktu. Dolayısıyla hastalarımız hiçbir zaman umutlarını kaybetmemeli.
HİÇBİR BELİRTİ VERMEDEN İLERLİYEBİLİYOR
Kalın bağırsak kanserlerinde tümörün hiçbir belirti vermeden ileri evreye kadar ilerleyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Cüneyt Kayaalp, “Bu hastalar için de erken teşhis için düzenli yapılacak sağlık kontrollerinin önemine dikkat çekiyoruz. 45 yaşından sonra kolonoskopi yaptırmak gerekiyor. Özellikle de ailesinde kanser öyküsü olanlar bu konuda çok daha dikkatli olmalı” diye konuştu.
HASTA VE HASTA YAKINLARININ YAKLAŞIMLARI ÖNEMLİ
Bazı hastaların tanı aldıktan sonra doğal olarak durumdan etkilendiğini ve depresif olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Kayaalp, sözlerine şöyle devam etti: “Her ne kadar zor bir süreç olsa da hasta ve hasta yakınları pozitif olmaya çalışmalı. Hastamız bu anlamda örnek oldu. Daima pozitif olmaya çalıştı ve iyi olacağına inandı. Bununla birlikte tedavi süresince hasta ve yakınlarının sağlık konusunda farkındalıkları da çok önemli. Adnan Bey bu anlamda çok şanslıydı, çünkü bu konuda oldukça bilgi sahibi, bilinçli, araştıran bir oğlu var. Tedavi sürecinde hem babasına hem de bize büyük kolaylık sağladı.”
Babasına kanser teşhisi konulduğunda başlangıçta büyük yıkım yaşadığını söyleyen Yağız Elver, “Babam için ne yaparız diye araştırmaya başladım. Tıp makalelerini bile okudum, araştırmaya başladım. Babam için elimden geleni yapmaya çalıştım. Ancak en önemlisi hem onun hem de kendimin moralini hep yüksek tuttum” dedi.